Bir garip kahvaltı deneyimi, Seyirtepe / İzmir

Bu Pazar kahvaltımızı dışarıda yapacağımızı daha önceki şu yazımda anlatmıştım. Çiçekliköy'den vazgeçtiğimizi ve Karşıyaka'daki Seyirtepe isimli yere gideceğimizi de söylemiştim. İşte şimdi size Seyirtepe'nin kahvaltısı ve yaşadıklarımız hakkında bilgi vermek istiyorum ki, Seyirtepe isimli mekana kahvaltıya gitmek isteyenlere bir fikir versin.

2 gün önce Seyirtepe'ye bizzat giderek Pazar günü için kasada oturan sorumluya yer ayırtmak istediğimi söylemiştim, kendisinden kahvaltı hakkında kısaca bilgi almak istemiştim. Sorumlu şahısa ayırtmak istediğim masayı gösterdikten sonra adımı soyadımı ve telefonumu alarak ufak bir kağıda yazdı ve defterin arasına koydu. Kahvaltı hakkında da çayın sınırsız olduğunu söyledi bir de sabah 10:00'a kadar mutlaka gelmiş olmamız gerektiğini yoksa ayırttığımız yerin geçersiz kalacağını söyledi...

Gün gelip çattığında saat tam 09:45'te Seyirtepe'ye gittik, eşim, annem ve babam yürümesin diye arabayla kapının önüne kadar yanaştım onlar indi ben de arabayı otoparka bıraktım.. İçeri girdiğimde bizimkiler hala oturmamışlardı. Eşime nedenini sorduğumda garsonların hangi masanın ayırtıldığı konusunda bir bilgisi olmadığını ve boş bulduğunuz masaya oturabileceğimizi söylediklerini bu nedenle benim gelmemi beklediklerini anlattı. İlginç değil mi? Ya benim ayırttığımı düşündüğüm masa dolu olsaydı?? Neyse istediğimiz masaya oturduk ve kahvaltı geldi. Kahvaltının 4 kişilik mi 2 kişilik mi olduğu tartışılır, açıkçası bence biraz zayıf bir kahvaltıydı. Bunu sorun etmeden kahvaltımızı yaptık, önemli olan hep beraber olmak sohbet etmek değilmiydi zaten. Tabi hemen arkamızda bulunan çatal bıçakların olduğu servis dolabında garsonun meydana getirdiği gürültü olmasaydı.. Sanki gıcıklığına yapıyor gibiydi.. Hemen söyliyelim Seyirtepenin iç ve dış mekanı bulunuyor ama hava henüz çok sıcak olmadığından herkes içeride oturuyor, doğal olarak ta çok yüksek bir uğultu ile de mücadele etmeniz gerekiyor. 

Neyse gelelim beni esas sinirlendiren olaya.. Evet kahvaltımız bitti ve garsondan rica ederek masayı toplamasını istedik. Kahvaltıyla birlikte gelen çay termosunun içi boşalmıştı, ama rezervasyonumu yapan şahıstan aldığım sınırsız çay bilgisi ile garsondan yeniden çay termosu talep ettim. Garson tamam dedi ve gitti. Yaklaşık 15 dakika geçtiğinde garsona hala çay gelmediğini söyledim, garson bana yoğunluk sebebiyle çayın bittiğini ve biraz beklememiz gerektiğini söyledi. Ancak başka masalara çayların gittiğini gözlemleyince ben garsonu yeniden çağırıp durumu anlattım, eğer onların çözemeyeceği bir durum ise şefleriyle konuşacağımı ifade ettim. Garson gereksiz bir üslupla kendisinin sadece basit bir garson olduğunu istiyorsak şefle görüşebileceğimizi söyleyip kasayı işaret etti. Kasadaki bayanla görüşmeye gittim, bayanla da kısa bir mücadele yaşadıktan sonra masa numaramı verdim ve bayan hemen garsonlara bizim masamızı işaret etti. 

İşte burası çok komikti :) Garson her birimize birer tane çay dolu bardağı eliyle ve bardağa dudağımızın değdiği yerden tutarak getirdi... Bardağın altında da tabak yoktu. Bu Seyirtepe'nin bize küfretme yoluydu... Daha kibarcası belki de "kahvaltınızı yediniz hadi artık gidin" deme şekliydi.. Yazık.. çok yazık..

Seyirtepenin ilk açıldığı zamanları da biliyoruz.. Girişte sizi hoş giyimli güzel diksiyonlu bir bayan karşılar ve masanıza oturana kadar size eşlik ederdi. Zaman zaman gelip bir sorun olup olmadığı öğrenirdi. Müşteriye o zamanlar değer verilirdi. Seyirtepe'nin el değiştirdiğini duymuştum bugünü yaşadıktan sonra el değiştirdiğini de kesin olarak anladım. 

Böyle güzel manzarası olan, huzur dolu bir ortamı olan Seyirtepe'nin bu hale gelmesi gerçekten çok üzücü.. Demek ki işletmeleri iyiye götüren de batıran da işletme sahiplerinin zihniyetiymiş bunu birkez daha görmüş olduk..

Bu yazıdan sonra Seyirtepe'ye içiniz alıyorsa gidin arkadaşlar ama ben birdaha adımımı bile atmam...

Not: Lütfen İzmir ve çevresinde adam akıllı, müşteriye değer veren, huzurlu kahvaltı mekanlarını yazın, ve sizler de gittiğiniz kahvaltı mekanlarında benzer sorunlar yaşıyorsanız anlatın ki genel kalite artsın, bu kaliteyi sağlayamayanlar elensin, iyi olanlar yükselsin..